Hidden Heading

Gün içinde kısıtlı vaktimiz varsa hepimizin ilk yaptığı şey yemek vaktimizden çalıp ayak üstü bir şeyler atıştırmak ya da tabağımızdakileri hızla silip süpürmek oluyor. Bu davranış şekli zamanla bir alışkanlığa dönüşüyor ve beraberinde obezite ve metabolik sorunlar gibi pek çok hastalık kapımızı çalıyor.

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki beyne doygunluk uyarısı biz yemek yemeye başladıktan 20 dakika sonra gider. Dolayısıyla biz ne kadar hızlı yersek yiyelim doygunluk hissi beyne 20 dakika sonra ulaşacağı için gereksiz yere midemizi  olabildiğinden daha çok gıda ile doldurmuş oluruz.

Yurt dışında yapılan farklı araştırmaların sonuçlarına göre, hızlı yemek yiyenlerin metabolik hastalıklara yakalanma oranı yaklaşık yüzde 11.6 iken, normal hızda yiyenlerin yüzde 6.5, yavaş yiyenlerin ise yüzde 2.3. Oranlar yaklaşık olsa da sonuçlar arasındaki fark dikkate almaya değer.

20 dakika kuralını unutmayın!

Yüksek oranda lif içeren besinler hem çabuk doygunluk hissi verir hem de çiğnemek için daha uzun zaman harcamamıza neden olur. Bu nedenle tercihinizi lifli gıdalardan yana kullanmalısınız.

Başlangıç olarak çorbayı tercih etmek ve çorbadan sonra yemek yemeye kısa bir ara vermek de iyi bir yöntem olabilir. Her fırsatta daha fazla çiğneme sayısına ulaşmak için kendi kendinizle yarışın. Bir süre sonra lokmalarınızı ilk zamankinden daha fazla çiğnediğinizi fark edeceksiniz. Yemek yerken televizyon seyretmeyin, başka bir şeye odaklanmayın. Zira yemek yerken başka bir şeyle ilgilenmek ölçüyü kaçırmanıza neden olabilir. Kaşık ve çatalınızı her lokma sonunda masaya bırakın. Bu size zaman kaybettirecek bir davranış olacağından yavaş yemenize de katkı sağlayacaktır.